28 Aralık 2012 Cuma

Evdeki Erkek Sorun Olur Mu?


Yılın bu zamanı Amerika'da olmayı özlediğim zamanlardan biri işte. Holiday season diye geçen bu uzun süreçte hem Christmas hem New Year Eve kutlanır. 1 aydan uzun bir süre etraf süslü, evlerde kocaman yılbaşı ağaçları, altlarında kocaman hediye paketleri, şöminelere asılı çoraplar.. Filmde, dizide gördüğümüz bu renkli süslemeleri yerinde deneyimleme imkanı oldukça keyifli oluyor. Aupair olarak değil tatil amaçlı Amerika'ya giderseniz de holiday season'ı görün derim.

Emaille bana ulaşan bir aupair adayının sorularına yer vermek istiyorum yine. Umarım yardımcı olabilirim ve biraz aydınlatabilirim sizleri.

  • İngilizcem lisede ki hazırlık seviyemde yani temelim var ama konuşmakta ve anlamakta zorluk çekiyorum. Yani en azından telefonda konuşurken zorlanacağımı düşünüyorum. Aileler tanımak için aradığında yanlış anlaşma olursa diye korkuyorum sizce bu büyük problem mi? 
Telefonda bir şekilde anlaşıyorsun aslında ilk aradıklarında. Onlar zaten ingilizcemizin çok yeterli olmadığını ve oraya ingilizceyi geliştirme amaçlı gittiğimizi biliyorlar. Yani telefonda biraz anlaşırsan sorun olmayacaktır. Oraya gittikten sonra 3. ayında zaten her şeyi rahat anlar ve konuşur hale geleceksin. Tabi hiç konuşamıyor ve hiç anlamıyorsan bu problem, aile hiç bir dediğimi anlamıyor diye istemiyor. Ama burada aradıklarında telefonda birazcık konuşman mailleşmeleri iyi yapabiliyor olman olayı çözer. Anlamadığında boşver deyip geçme kesinlikle tekrarlattır. Çok hızlı konuşuyorlarsa söyle yavaş konuşsunlar vs.. Nasılda oraya gittiğinde 3 ayda çözeceksin.

  • Ne kadar rahat bir insansam da sonuçta Türkiye şartlarında ve kültüründe yetişmiş insanız. Gideceğimiz ailede ne kadar güvenilir olabilir ve evde yetişkin bir adamın olması biraz soru işareti yaratıyor. Türkiye'de bile onca şey yaşanırken. Sizce bu kafaya takılabilecek bir şey mi? Siz evde kendinizi güvende hissettiniz mi?
Bu konuda ne benim başıma bir şey geldi ne de bu kadar yıldır duydum. Bu kesin olmaz anlamına gelmez tabiki garantisini veremem ama oradaki yasa ve kurallar burdan çok daha iyi ve keskin. Aradaki ajans da daha detaylı araştırıyor buradakilere nazaran. Türkiye'de bile onca şey yaşanırken yazmışsın ya, burda yaşananların yarısı orda yaşanmaz. Zaten öyle vasat aileler almıyor aupairi, okumuş, belli maddi gelirin ve sosya ekonomik gruba ait aileler alıyor tabi gittiğin lokasyona da bağlı bu. Dediğim gibi kimse garanti edemez ama aklını buna takarsan çok tedirgin olursun. Benin ilk 1 yıl çalıştığım aile single mom'dı eşi yoktu ama sevgilisi ve onun arkadaşları da gelirdi eve. Fakat hiç birinden yanlış bir tavırla karşılaşmadım. İkinci ailem çiftti. Onların da hem arkadaşları hem akrabaları geldi eve yine hiç bir olumsuz bir şeyle karşılaşmadım aksine çok yardımseverdiler.

  • Ehliyetim var ama her gün araba kullanan biri değilim. Amerika'nın trafik kuralları vs.. ilk başlarda çok sıkıntı yaşanıyor mu acaba?
Ben de aynen senin gibi gitmiştim, ehliyetim vardı ancak arabam yoktu. İlk gittiğimde aile biraz pratik yaptırdı alıştım zaten. Trafik burdan çok daha rahat ve kolay. Yine gittiğin lokasyonla da alakalı. Çocukları okula götürürken otobana girmem gerekmezdi sokak aralarında zaten alıştım. 2. yılımda diğer aile kendi kullanımım için araba verdi zaten. Hele park çok kolay iki araba arasına falan girmen gerekmez. Kafamı tek karıştıran orada adres tarifi verilirken, daha kuzeyde, güneyde, ya da bakkalın doğusunda vs.. şeklinde veriliyor. Yönlerini iyi bilmen gerek sadece. Bizdeki gibi marketi geçince sola dön gibi değil.

  • Bu aklıma gelmemişti tecrübe ettim şöyle yapsam daha iyi olurmuş dediğiniz, sakın öyle yapma böyle yap uyaracağınız şeyler var mı?
Blogumda pek çok konuya değindim aslında her bir yazıyı okursan öneriler ve uyarılarımı görürsün detaylı. Onun dışında şunları diyebilirim. Aileyi kendine yakın ve akraban gibi görmeye çalış ve benim gibi evi otel gibi kullanma. Sen arayı açarsan onlar da sensen soğur. Ama sen sıcak tutarsan onlar seni aileden biri gibi kabul etmeye hazırlar. Ben işim bu sıkılıyorum deyip her boş anda evden çıktım, halbuki aile ile zaman geçirseydim aile gibi farklı olurdu. Tabi sakın kendinden de çok verme her şeylerine koşma iyiliğini istismar edilmesine izin verme.
Eğitim için gittiğini unutma ve en iyisini bulmak için çabala. Sakın ve sakın 1 yıl türklerden uzak dur. 1 arkadaşın bile olursa İngilizce yalan olur. Amaç ingilizce ise görüşmeyeceksin türklerle.

  • Stanford Üniversitesi'nden ders aldığınızı yazmışsınız, nasıl irtibat kurdunuz ve oraya gittikten ne kadar zaman sonra UC Berkeley'de ders almaya başladınız?
Stanford Üniversitesin'de Stanford Continuing Studies diye geçiyor internetten kaydını yapıp derslere girebiliyorsun.
3 ay gittim buraya 2 ders aldım. Mart ayında bitti aynı yıl haziranda da UC Berkeley Certification
Programına başladım.

  • Son olarak da, ailede sağlık problemleri var ne olacağı belli olmaz hani ailem olmasa hiç düşünmeden gidicem ama onları bırakıp oralara gitmek değer mi acaba?
Bu senin ailenle birlikte vereceğin bir karar. Kendin için artıları ve eksileri değerlendirerek karar vermen gerek. Gidersen çok şey kazanacağın kesin. Ancak ailevi konular olunca işin içinde senin kararın oluyor.


Aklınıza takılanlar var ise bana yazmayı unutmayın. idilkucuk@gmail.com


11 Eylül 2012 Salı

Bir Aupair Videosu


Aupair olmak istiyorsanız Türkiye'de bir ajansla anlaştıktan sonra ilk yapmanız gerekenlerden biri de sizi seçecek olan ailelere kendinizi anlatan belgeleri oluşturmak. Ailelerin, sizin sosyal hayat ve çocuklar ile olan deneyimlerinizi anlayabilmelerinin en güzel yollarından biri de bunu mümkün olduğunca canlandırarak görsellerle anlatmak olur. Burada yaratıcılığınız da işe yarayabilir.
Ben aupair olarak gittiğim zaman yazılı anlatıp fotoğraflar eklemiştim ama sanırım şimdi video isteniyor bunun için. Bu konu ile ilgili Başak'tan bir mail aldım dün, bu tanıtım videosunun nasıl olması ve nelere dikkat etmesi gerektiği hakkında.





Önerim şu şekilde olur, 

Sizi seçecek olan aileler kendi ailelerine ve yaşantılarına uygun, çocukları için ideal bir bakıcı arıyorlar. Sizin de o aile için doğru insan olduğunuzu anlatmanız en uygun aile ile eşleşebilmenize yardımcı olacaktır.
Hazırladığınız videonun çok uzun olmamasına dikkat edin, yoksa iş sıkıcı bir boyut kazanabilir. Kendinizi düşünün ne kadar uzunlukta bir videoyu sıkılmadan izleyebiliyorsunuz? Önerim max 2-3 dakika olur.

Aslında bu video sizi tanıtan kısa bir özet. Ama önemli ve çarpıcı noktaları yansıtıyor olmalı.

Sosyal hayatınız ve çocuk deneyimleriniz mutlaka içinde olmalı. Eğer yaptığınız sporlar vs.. var ise mutlaka gösterin ki sizin gibi faal bir aile ile eşleşme imkanınız olsun. Hobileriniz, arkadaşlarınızla neler yaptığınız vs..

Videonuzun müziği de çok önemli. Ne kadar eğlenceli ve hareketli olur ise o kadar izlenmeyi kolaylaştırır ve keyfini arttırır. Hatta bu aralara Amerika'da ünlü bir çizgi filmin soundtrackini de kullanabilirsiniz dikkat çekmek için. Çünkü bu videoları önce aileler ardından da çocukları izleyecek, eğer çocuklar büyükse birlikte de bakıyor olabilirler ve seçim sürecinde etkili olacaktır tercihleri.

Bir hikayesi, kurgusu olmasına dikkat edebilirsiniz mesela daha keyif verebilir belli bir sırayı izleyen videolar. Oradan oraya atlamayın konularda, çocuklarla iletişim, aileniz ve sosyal hayatınız kendi içinde bir grup olabilir ya da bağlantılı ise birlikte gösterebilirsiniz. Örneğin kayak yapıyorsunuzdur ve bunu yeğeninize de öğretmişsinizdir. O zaman her ikisini birlikte verebilirsiniz.

Video yapıyorsunuz diye sadece kayıt yapmanız da gerekmez bazı kısımlar kayıt, bazı kısımlar fotoğraf hatta bazı kısımlar da yazı ve çizim olabilir.

Kendinizi olduğu gibi yansıtmaya çalışın, olmadığınız gibi görünmek sizi orada mutsuz edebilir. Örneğin sosyal ve aktif bir yaşantınız olduğunu düşünün  burada ve siz bunlardan videoda bahsetmiyorsunuz. Ardından onlara çok uygun olduğunuzu düşünen bir aile (sizinle sosyalliği ve aktifliği hiç örtüşmeyen) ile eşleşiyorsunuz. Oraya gittiğinizde onların yaşantısı ile örtüşmeyen beklentileriniz sizi sıkıcı bir hayata sürükleyebilir.

İş deneyiminiz, okulunuz gibi detaylara çok da yer vermeye gerek yok eğer anaokulu vs.. gibi bir yerlerde eğitim ya da tecrübeniz yok ise. Çünkü aile sizin hangi üniversiteden mezun olduğunuzu zaten okuyor bilgilerde okulu videoda görmesine gerek yok. Dediğim gibi vurgulamanız gereken şeyler yabancı bir ülkede yepyeni insanlarla 1 yıl boyunca rahatça yaşayabileceğinizi göstermek ve onların çocuklarına çok iyi bakabileceğinizi anlatmak. Yalnızlık çekip sorun yaşar mısınız diye de korkuyorlar? Sonuçta tam bilmediğiniz bir dil, hiç bilmediğiniz bir kültür ve aile. Onlara bunların çok kolay olduğunu ve çok rahat iletişim kurabileceğinizi anlatmanız gerek.

Çok yaratıcı olmanıza gerek yok sonuçta sizi tanımaları için yapıyorsunuz bu videoyu ama ilginç ve çekici olması dikkat çekecektir.

Biraz stresli de olsa keyifli çekimler herkese...



10 Eylül 2012 Pazartesi

Aupairlik Yolunda Heyecan Dolu Anlar



Aupairlik fikrini duyup heyecanlananlardan biri de Dilek. Konuyu araştırmaya başladığından beri de birden çok soru aklına takılmış ve bazılarını da bizimle paylaştı. Onun sorularına verdiğim yanıtları aşağıda bulabilirsiniz. Yok bu çok uzun olmuş derseniz de 3 maddelik bir özetim de var en altında. 

Au pair'lık fikrini duyunca açıkçası çok heycanlandım. Ama tabiki aklımda bir çok soru işareti oluştu. Birkaç tanesini sizinle paylaşıp yanıt bulabilirsem çok sevinirim. 
Öncelikle hangi şirketi seçme konusunda çok kararsızım. Çok firma var ama güvenebileceğim bir firma konusunda çok tedirginim. 

  • Doğru firmayı bulabilmen için önerim mümkün olduğunca çok ajans ile görüşmen olur. Böylece doğrusunu ve iyi olanı kendin de ayırd edebilirsin. Ayrıca burdaki ajans sana gitmeden önce yardımda bulunuyor oraya gittikten sonra her şey oradaki ajansın elinde. Tabiki resmi ve yasal olarak böyle değil ancak gittiğinde anlıyorsun bunu. Asıl parayı veren seni alan aile ve onların ülkesindesin sonuçta. Orda bir sorunla karseılasetığında burdaki ajansa mail atacaksın, onlar uyanıp okuyacaklar, sana cevap yazacaklar, sorunu anlamaya çalışacaklar vs.... oldukça zaman geçicek ve belki sen çoktan çözmüş olucaksın. Burdaki ajansın da sen gitmeden önce doğru evrakları toplattığına ve senle her an ilgileendiklerine dikkat et, her soruna hemen cevap alıyor musun vs.. Tabi araştırmalarını hep internetten de devam ettir, öğrendiklerini ajansla teyitle. Ben de yüzyüze farklı şehirlerdeki aupair ajansları ile görüşüp pek çok forum okuyup diğer giden kişileri dinlemiştim. ozaman için bana en uygun gelen Truva ajansıydi ve onlarla gittim. Açıkçası ilgi ve alakalarından da çok memnun kaldım. Bu arada vericeğin ücret de çok önemli sonuçta hepsi aynı şeyi yapıyor.


Diğer bir sorum hangi eyaleti seçmem gerektiği. ben iktisadi ve idari bilimler fakultesi iktisat bölümü çıkışlıyım. aslında yurtdışında yüksek lisans yapmak da istiyorum. Nasıl gelişir bilmiyorum ama az çok eğitimimle ilgili de birşeyler yapmak istiyorum eyalet seçimimde bu konuda etkili olacaktır benim için. Kriter olarak neyleri belirlemem gerektiğini bilmiyorum aslında. 

  • Ben eyaleti kendi önceliklerim doğrultusunda belirledim, sana da bunu öneririm. Orya gitmekteki amacın ne ise onu en iyi gerçekleştirme imkanının olduğu eyaleti seçebilirsin. Örneğin ingilizcemi geliştirmenin ardından marketing eğitimi ve tecrübesi edinmekti. Okul ve iş imkanları açısından California'nın en doğru yer olduğuna inandım. Çok da doğru bir karar almışım. Şuankia kariyerimin temelleri orada atıldı, sosyal medyanın burada S'si konuşulurken ben orada dersini alıyordum vs... Sen de madem eğiti, diyorsun, okulları araştı, girebileceğine inandığın istediğin okulların olduğu eyaleti seç.


4 yaşından küçük çocukları seçmem daha mantıklı olur diye düşündüm ama sizin cevaplarınız emin olun bana ışık tutacaktır. 

  • Yaş konusunda bana zaman kalması açısından büyük çocuklarda çok ısrarcı oldum ve istediğim gibi bir aile ile de karşılaştım. Biri 6 biri 10 yaşındaydı çocukların. Ve bu sayede öğleden sonra çocuklar okuldan gelene kadar da gün bana kalıyordu. Ancak çocuklarla hiç bir duygusal paylaşımım yoktu ve pek de rahat hissetmiyordum. Tabi bu şans eseri çıkan aileye göre de değişebilir. Ama sanırım genel tecrübe kküçük çocukların daha iyi olduğu yönünde. Çünkü eşleşme sürecimde ajans da bana kküçü çocuklu aile seçeneğini kapama diye uyarmıştı. Ancak biran önce eşleşmelerimi istediklerini düşündüm ve dinlemedim onları. İkinci yılımda biri 3 aylık digeri 1,5 yaşında 2 çocuğa baktım ve çok daha mutlu oldum. En büyük nedeni de verdiğim ilgi ve sevgiyi çocukların sevgisi ve gülüşü ile alıyor olmamdı. Bu kadar önemli mi dersen, sonuçta senin işin ve ordaki yaşantın bu şekilde geçiyor. Bu işi yaparkenki tek tatmin ve geri dönüş bu çünkü.

Özetle;
Gideceğin ajansı seçebilmek için mümkün olduğunca çok ajansla yüzyüze görüş ve forumlarda diğer aupairlerin yorumlarını oku,
Seçeceğin eyaleti oradaki amacına göre belirle,
Çocuk olayı şansa bağlı yaş tek kriter değil maalesef ama önerim küçük çocuk olur.

Bol şanslar Dilek.

28 Ağustos 2012 Salı

Amerika'da Yüksek Lisansı ve Kursu Ne Yapsak?



Amerika'da yüksek lisans yapmak isteyip yeterli bütçeyi bir araya getirmek isteyen Nurdan'ın kurslar ve okullar ile ilgili bazı sorular var.  Aşağıda O'nun izni ile mailinden alıntılar yaptım ve altlarına da cevaplarımı yazdım. Umarım yardımcı olabilirim ancak yeniden belirtmeliyim ki yüksek lisans yapmadım ben. Stanford University'den marketing dersleri aldım ve UC Berkeley'de Marketing Certification programını tamamladım. 

İnternetten bir süredir Aupair programı ve sağlayabilecekleri ile ilgili araştırma yapıyorum. Gelecek sene Nisan-Mayıs gibi gitmeyi düşünüyorum kararım kesinleşirse.
  • Aupairlik'i araştırmak için kesinlikle doğru zaman. Mart-Nisan gibi ajansla görüşmeye başlar evrak toplarsın. Aileler okullar açılmadan bakıcılarını ayarlamak ister gelsin aileye alışsın ister. Ağustos ortası gibi oraya gitmen doğru olur bunun için de Haziran da aile ile anlaşman gerekir ki vize vs.. işler hallolsun. 

İngilizcem en fazla intermediate alt düzeyinde olabilir, iyi değil. Birkaç ay öncesine kadar Avrupa’da yüksek lisans düşünüyordum. Ancak son zamanlarda Amerika araştırıyorum, burs bulmak, research asistant olmak vs. belki daha kolay olabilir mi diye (Aupairken yüzyüze görüşürüm orda diye düşündüğümden). Aslında benim çıkmazım para. Çünkü internette hersey cok maliyetli gözüküyor :/  
  •  Aynı şeyi ben de oraya gittiğimde araştırdım dediğin gibi nette çok yüksek duruyor orada daha uygun belki bir şeyler bulabilirim demiştim. Hatta SF State’te matematik hocası bir tanıdığım vardı onla da görüştüm. Ancak yine fiyatlar bana çok yüksek geld karşılayamıyordum istediğim alanda yüksek lisansı. O nedenle UC Berkeley’de Marketing Certification programına girdim. Kesinlikle orada fırsatları yakından takip edip inceleyebiliyorsun. Hatta nette görmediğin şeylerle de karşılaşabilirsin en azından nasıl araman gerektiğini bilemiyorsun her zaman. Ayrıca belki orada tanışacağın biri sana çok farklı kapıları açabilir. Burdan daha kolay olma imkanı var kesinlikle çünkü gidip çalışabilir ve yeterli para kazandığını fark edip okula girebilirsin örneğin. Asistanlık konusunu bilmiyorum açıkçası onu orada yüzyüze öğrenmen gerek. İngilizceni de oraya gittiğinde 3 ay içinde toparlasın. 

Yazın da bedava dil kurslarından bahsetmişsin. Göremediğimiz çok mu fırsat varki diye düşünüyorum nette. Toefl ve GRE için ing. istiyorum. Bedava varsa ve beni geciktirecekse  gireceğim sınavlara diğerlerinden faydalanmam hususunda bilgi verebilir misin? Orada durum nasıl, hangi kurslar uygun düşer bilmiyorum? Ya da Türkiye'de Toefl kursuna mı gitmelıyim gitmeden?
  •  Bedava dil okulları her zaman 7/24 gibi neredeyse. Sabah, öğlen, akşam, h sonu vs.. Devlet okulu gibi düşün, yabancılar için açılmış yerler. Ama kesinlikle işe yarıyor. Derse oranın vatandaşı kişiler gidiyor yani normal hoca falan diiller. Toefl kursları da var, yani kendin oturur çalışır bir de öyle kursa gidersen işe yarar bence. GRE için yok sanırım ama kursları. Çünkü yabancıların ülkeye alışmasını sağlamak için bu kurslar.Onun dışında paralı pek çok kurs bulabilirsin, yine orada kursa giden insanlara bir şekilde ulaşırsan daha kolay bulursun ya da gezerek. Burda mı orda mı kısmı da parana ve vaktine bağlı bence. Orda ingilizceni biraz daha ilerletip gidersen TOEFL kursunu daha kolay kavrarsın tabiki. Hem burdaki kurslar da az para değil zaten. 

Senin gibi bir kaç kişi yüksek lisansı bitirip geldiğinden bahsetmiş. Bütçeni ayarlayıp mı gittin? Nasıl bir yol izlemeliyim? Siz nasıl yaptınız? 
  • Dediğim gibi ben yüksek yapmadım. UC Berkeley’de Marketing Certification programını tamamladım. Parayı da orada aupairlikten kazandım tabi ekstra babysittinglerle. Yoksa sadece aupairlikten kazandığın para ile ne yoğun bir sosyal hayat ne de bu tarz bir okul olmaz. Ders başı 700$ dı. 7 ders almam gerekiyordu. F1 vizesi olmadığı için international student olarak da geçmedim ben o nedenle onun fee sini de vermedim. Yani 5000-6000$ civarlarında oluyor şimdi max 10.000$ olsun. 2 yıl da zamanın var bitirmek için. Ancak yüksekle bunun arasında fark var tabiki. Eğitimdense sonrasında sana getirecekleri açısından. F1 la olup yüksek yapınca çevrene ve okuluna bağlı olarak staj ve iş imkanı doğabilir. Ancak certificate olunca okulun isminden dolayı Türkiye'de biraz işine yarayabilir okadar. Türkiye'de advance olarak iyi bir kursu bitirmem için yaklaşık 1000$ ayırmam gerekiyordu. O para ile US'e bakıcı olarak gitmeyi seçtim. Evet yüksek lisans yapamamış olabilirim ki belki daha çok uğraşsaydım yapılabilirdi ki senin elinde zaten bir miktar para var sen onun üzerini tamamlayacaksın. 

Silikon Vadisi'ne yakın bir yer istiyorum ben de. Orada seminer ve aktivitelere, gruplara katılanları duydum. Ancak internetten onlar da çok maliyetli gözüküyor. Orayı seçsem imkanlarından yararlanabilir miyim? Bedava ya da uygun bütçeli etkinlikler var mı? Çünkü mesleğimle alakalı yazılım sektöründe de yer almak istiyorum. 
  •  Seminer vs.. olaylar burda da olduğu gibi paralısı da var parasız olanı da. Tabiki uzaktan bakınca sen sadece reklamı yapılanlare erişebiliyorsun ama orda olduğunda networkler sayesinde pek çoğunu öğrenebiliyorsun. Örneğin Turkish and American Business Connections http://www.tabc-us.org/  benim ilgili olduğum topluluktu. Onlara da şu şekilde ulaştım. Stanford Unv.’den marketing dersleri alıyordum ve staj sormak için hocam Tony Seba’ya gittim. O da böyle bir topluluk olduğundan bahsedip onlarla tanıştırdı beni. Derken orası aracılığı ile staj ayarladım, konferans düzenleme sürecinde görev aldım ve pek çok networküm oldu. Bunun dışında pek çok dernek vs.. var. Ama en iyisini oraya gidince görebiliyorsun. 

Seneye o para ile Avrupa'ya yüksek lisansa da gidebilirim ve Amerika yolu belki bir gün açılır. Bana bir önerin olabilir mi merak ediyorum? 
  •  Ben senin kadar yüksek araştırmadım hele Avrupa’da hiç araştırmadım o nedenle yanıltıcı olmak istemem, ayrıca kendi bölümüne göre de değişkenlik gösterecektir. Ancak ben de aynı amaçla yola çıkmıştım. Marketing, Marketing Communications alanında yüksek yapmak istiyordum, burdan bakınca fiyatlar çok yüksekti ve oraya gidip orda araştırmak istedim. Gitmenin en ucuz yolu da aupairlikti. Ve kaybedicek hiç bir şeyim yoktu en kötüsü ingilizcemi geliştirip dönücektim. Oraya gittiğimde de fiyatların yüksek olduğunu ve aupair vizesi ile iyi para kazanmanın imkansız olduğunu gördüm. Bulabildiğim en iyi okul (Stanford ve UC Berkeley) ve programlardan eğitim almaya çalıştım.Eğer öğrenci vizesi ile gitmiş olsaydım belki daha çok para yapabilirsim garsonluk vs.. ama yine de aileden biraz gerekli olucaktır kalıcak yer ve yüksek lisans söz konusu olunca. Ya da ordan bir sponsor bulabilirsin belki, çalışırsın ona okulunu öder vs.. Her şey oraya gidince belli oluyor işte. Aupairlik’te Avrupa’da da olabilirdi ama amacım marketing eğitimi olduğu için aslında o yönlendirdi gideceğim yeri. Amerika daha iyi olacaktı ve CA’da da çok fazla okul olması ve Silicon Valley’e yakın olmasından dolayı seçtim. Tabi aupairlikte öyle seçtim gittim olmuyor aslında. Benim şansıma San Francisco’ya yakın ve eğitimime, stajıma izin veren aileler karşıma çıktı. 

Yüksek lisans konusunda pek aydınlatıcı olamasam da umarım biraz yardımım dokunmuştur. 


Bol şans..

21 Ağustos 2012 Salı

Gitmek ya da Gitmemek

Yine çok uzun zaman oldu yazmayalı. Aupairlik üzerinden yıllar geçtikçe anılar da unutulmaya başlıyor. Arada sizlerden gelen sorular sayesinde hem blogu update etme şansım oluyor hem de anılarımı tazeleme.

Bu sefer sorular Sema'dan geldi. Aşağıda bana attığı soruları onun izni ile paylaşıyorum. Cevaplarımı da altlarına kırmızı ile yazdım. Kısaca Sema'dan da bahsedeyim, 26 yaşında (yani aupairlik şansının son yılında), 3 yıldır özel bir şirkette çalışıyor ve arkadaşı da izin alabilirse 2 kişi birlikte gitmeyi planlıyorlar. Bakalım sizin yorumunuz ne olacak "Gitmek ya da Gitmemek" için...

 Sema ben, mail adresinizi Au pair Confessions bloğunuzdan aldım. Bloğunuzu inceledim, bir çok şeyi açıkca yazıp yol gösterici olmuşsunuz. Bende au pair olarak dil eğitimine gitmek istiyorum ama klasik olarak kafam oldukça karışık... ...daha önce ikimizde hiç yurt dışına çıkmadık ve haliyle terddütlerimiz aslında tereddütten ziyade korkularımız var. Eğer bi sakıncası yoksa sormak istediğim bi kaç soru var; 

  1. İstanbul'da oturuyorum, 4 kur olarak kursa gittim. Klasiktir, az çok anlayabiliyorum ama konuşamıyorum. Aile seçme süreci çok zor. Nasıl güvenmeliyiz, ya da güvenmeye nereden başlamalıyız? siz nasıl güvendiniz?

--Amerika'ya gittiğimde intermediate seviyesindeydi ingilizcem ve dediğin gibi derdimi anlatabiliyor ama konuşamıyordum. Kalabalık içinde olunca sadece direk bana söylendiğinde anlıyordum. Telefonda söylenenleri anlamıyordum vs... 3 ay sürdü bunu çözebilmem. Çok uzun değil bu arada oraya gittiğinde nasıl geçtiğini anlamıyorsun bir bakmışsın hem akıcı konuşuyorsun hem de anlayabiliyorsun. Tabi kesinlikle ve kesinlikle Türklerden, Türkçe konuşan kişilerden uzak kalmak şartı ile. Merhaba demek bile yasak :) Bunun tek mantıklı açıklaması var, bir kere tadını aldın mı bırakamıyor ve kopamıyorsun. İngilizceni geliştirmek istiyorsan bununla başlaman gerek.
 --Aile seçme süreci çok zor. Önceliklerini sırala ve ona göre seçim yapmaya çalış. Bir kaç kriter; hangi şehir, hangi bölge, kaç yaşlarında çocuk, single mom or not, sakın Türk aileye gitme!!!!! bir kaç nedeni var bunu dememin. Birincisi az önce yazdığım Türkçe konuşma kısmı. Aile her ne kadar biz evde konuşmuyoruz desede 2 Türk yan yana gelince hemen kolaya kaçar. Diğeri de bizim kültür gereği beklentimiz biraz daha fazla olabiliyor yabancılar ile kıyasladığımızda. Örneğin Türk aile senden kurallar gereği yaptığın işlerin dışında duygusal olarak daha fazla yardım beklentisinde olabilir. Nasıl burda misafirliğe birine gittiğimiz zaman sofra toplamak vs.. yardım etmeye çalışırız ve karşı taraftan da bu beklenir, buna benzer beklentiler olabilir. Yabancılar söylenen kurallara daha sadık olabilirler.
 --Benim aile seçme sürecimden bahsedeyim. Öncelikle marketing okumak istediğime karar verip en doğru okulların nerede olduğuna baktım. California'ydı. Ardından büyük çocuklar ile olursam onlar tüm gün okulda olacağı ve çok iş gerektirmedikleri için istediğim okula gidebileceğimi düşündüm. Ve alt değiştir arkasından bak yemek yedir gibi dertler olmaz diye düşündüm. Kesinlikle formda çocuk yaşı belirledim ve küçük çocuk istemiyorum dedim. Ki gittiğim ajans kesinlikle böyle bir sınırlandırma yapmamamı söyledi ama dinlemedim. California yı kafama koymuştum ama tabiki şehirden uzak köy gibi bir yere de gitmek istemiyordum çünkü çok sosyal bir insanım yapamazdım. Biraz da şansım yaver gitti diyebilirim. Aileler çıkmaya aramaya başladı ve şans eseri San Francisco ya çok yakın, single mom(34 yaşında) 2 çocuk (7 ve 11 yaşlarında) bir aile çıktı ve tabi atladım hemen. Kadın dedi zaten sonradan telefonda konuşurken ne dedilerse olur yaparım ok demişim :)) İlk etapta eğitim amacımdan bahsetmemeye çalıştım tabi çok. Burdaki eğitim bu arada ingilizce diil marketing olan. Çünkü 60 saat ingilizce eğitim aldırmak zorundalar sana ancak sonrası için bir kural yok. Aile ile anlaşabilirsen izin verebilirler sadece. Ki ingilizceyi orada okulda diil sokakta öğreniyorsun. Ama orada kaldığın her dakikanın kıymetini bilip değerlendirmen gerek ve mümkün oldukça ingilizce ya da başka eğitimler al. Evet seçtim bu aileyi gittim ancak sonradan anladım ki büyük çocuk daha dert ve zormuş. Evet nerdeyse yarım günüm boştu vs.. ama seni dinlemeyip kafa tutan ya da minnet olmayan sevgisini göstermeyen çocuklara bakmak pek de iyi diil. Ya da biz anlaşamadık vs.. 10 ay ardından yaşadığımız bazı sorunlardan dolayı ayrıldık ve başka aileye geçtim ki onun bir yeni doğmuş bir de 1,5 yaşında bir çocuğu vardı. Çok çok daha mutlu oldum çocuklarını çok seviyordum kendi çocuğum gibi vs.. hala da görüşüyoruz hatta çooook özlüyorum rüyalarıma bile giriyorlar.
 --Güven konusu ayrı bir şey aradaki ajansa, programa, Amerika'ya güveniyorsun aslında. Bilemezsin ne çıkacağını. Sorunun olduğunda öyle çat diye de bırakamıyorsun vs.. Yani terk edersin tabi evi de nerde kalıcan sonra ne olucak dönücek misin Türkiye'ye gibi durumlar var. Şans yani ne çıkacağı. Kötü bir hikaye duymadım bugüne kadar demekki ajanslar ve program iyi çalışıyor, bizim araştırıldığımız gibi onlar da iyi araştırılıyor. 


 2. Danışmanlık şirketlerinin yorumlarında herşey o kadar toz pembe ki, burda boşuna duruyoruz gidip orda çalışmalı diyesi geliyor insanın. o sebepten inanmıyorum o yorumlara. bu sürecin, çok olumlu olacağını düşünmüyorum en azından oraya çalışmaya gittiğimi, çalışmadan arta kalan zamanda dil eğitimine gideceğimi vs biliyorum. En kötü ihtimalle yapamazsam dönerim diyorum, gitmeyip bütün hayatım boyunca acaba gitsemiydim, keşke gitseydim gibi pişmanlıklar yaşamamak adına. Yapamazsam dönmek o kadar kolay olur mu? 1 sene tahütlü gidiliyor sanırım. dönme şartları kolay olur mu? (bunu danışmanlık şirketlerinin samimi şekilde cevaplayacağını düşünmüyorum) 

En doğrusunu öğrenebilmen adına tavsiyem mümkün olduğunca çok ajans ve aupair deneyimi yaşamış kişi ile görüşmen ve ortak sözleri baz alman. Ben gideli 5 yıl oldu. Değişen kural vs.. olmuş olabilir. Yaptığım sözleşmeyi de çok iyi hatırlamıyorum fakat eğer olmuyor ve sorun yaşanıyorsa dönebilirsin tabiki. Hayatının hiç bir döneminde bir daha yaşayamayacağın bir deneyim bu. Kesinlikle uzun dönem yurtdışı deneyimini tavsiye ediyorum, eğer şartlar aupairliği gerektiriyorsa da ok yapılır amaç için biraz katlanılır kim bilir belki de çocuk olayını çok seversin ve çok keyifli bir yıl geçirirsin. Karşına ne fırsatlar çıkacağını bilemezsin. Aupairliği bırakıp master yapan vs. arkadaşlarım var, ardından orda çalışan, ya da aupairken orada evlenip mutlu mesut yaşayan. Ya da benim gibi inat edip kalıcam deyip, okula gidip staj yapıp çocuk bakıp gezip eğlenip dönen... Şu var sen ben aileyi istemiyorum deyip çekip gidemiyorsun ciddi nedenlerin olmalı. Bir anda gidersen de 2 haftan var yeni aile bulabilmen için. Bulamazsan ülkene dönmek zorundasın. Kaybedecek hiç bir şeyin yok bence en azından ben öyle düşünüp gittim ve olmadığını gördüm. Çok da mutluyum yaptığım bu tercih için. Orada neler yapabileceğin senin hırsına ve isteğine bağlı. 


 3. Eğer arkadaşım gitmese dahi ben gitmek istiyorum, yani bu dil eğitimini bi şekilde halletmek istiyorum ve tek yolum aupair (maddi açıdan). Siz tek başınıza mı gittiniz? tek başına gitmek doğru olur mu? 

Neden doğru olmasın. Güven kendine biraz. Tabiki ne olacağını bilemeyiz ama risk alıp denemeden ne güzelliği ne de kötüsünü göremeyiz. Arkadaşınla gidersen hele bir de yakın bir yerlere giderseniz ingilizceyi unutun benden demesi o kadar vereceğiniz parayı çöpe atarsınız hiç gitmeyin derim. Başkaları bu kadar kesin konuşmayabilir yargı ve yorumlarım biraz keskin ama oraya gelen pek çok Türk aıupair arkadaşıma önce bir özet geçerdim aupairlik hayatını 3 ay sonra "idil dediklerin hepsi çıktı" diye yorum yaparlardı. İstiyorsan kesinlikle yap, inşallah şansına iyi bir de aile çıkar çok rahat geçirirsin 1 yılını. Önerim 2 yıl olur bu arada. 1 yıl bittiğinde çünkü ingilizcenin hala tam olmadığını hissediyorsun çünkü. Ve en kolay yoldan ingilizceni süper yapmanın yolu yerinde öğrenmek kesinlikle. Burdak kurslarla olmuyor. Ben ilk hesabı öyle yaptım 2007 yılında. Advanced seviyede kursu bitirmem için 1000Tl ödemem gerekicekti aupair olarak gitmek de bana 1000TL ye mal oluyordu. Kesinlikle çok doğru bir karar aldım ve bana ingilizce yanında pek çok şey kattı. İşlerine apayrı katkısı oluyor vs.. cv nde bilr orada yaşamış olmak vs. kursa gidip advanced mezun oldum diil orda yaşadım diyorsun. 


 4. En büyük kafamı karıştıran sorulardan biriside şu; çok iyi konuşamadığım için aileler bizim iyi niyetimizi suistimal ederler mi? yani ben elimden geleni yapmaya çalışırım ama yaptığınız iyilik bir süre sonra göreviniz haline gelir ya, bu iş yerlerinde de böyledir. Elimden geleni yapsam da suistimal edilme endişesi korkutuyo insanı:/ 

Yok orda her şey kurallı. Kurallar çiğnendğinde direk şikayet edebilirsin oradaki ajansa. Aileler de seni zorlayamazlar. Örneğin orada yasal çalışmamış haftada 45 saat(ti) daha fazlası yasak. Ama aile sana para teklif edip extra geceleri çalışmanı rica edebilir. Kabul edip etmemek senin elinde. Bizler paraya ihtiyacımız olduğu için genelde de kabul ederiz. Ya da kimi aile temizlik isteyebilir yine extra ücretle. Kırmamak için bi kere yapayım dersen hep teklifle gelirler çünkü senin kırmamak için yaptığını bilmezler. Ama istersen hiç birini kabul etmeyebilirsin yani direk kusura bakmayın 45 saat max dahası da illegal dersen biter olay. Aileden aileye tavırlar değişiyor iyi niyet suistimalliği denk gelebilir, emin dilim ama yasa ve kurallar çok net kullanabilirsin onları. Kuruşu kuruşuna paranı öderler bu arada. Hatta iyi olan hediyeler alır exstra verir vs..


5. Aslında çok gitmek istiyorum, en kötü ihtimalle yapamaz ve geri gelirim diyorum, 3 senedir kurumsal bi şirkette çalışıyorum, işten ayrılmak adına da olsa yine de denemeye değer diyorum. bu derece gözümü karartmam doğru mu onu da bilmiyorum:) bu sene son şansım çünkü 26 yaşındayım. 

 Madem bu kadar düşündün kesinlikle git derim. Annemler beni istanbul'a staja yollamıyorlardı ben okadar kafama koymuştum ki bir anda Amerika'ya gidiyorum ben diyerek çıktım karşılarına. Ajansla gidip görüşmüştüm vs.. Senin de dediğin gibi yapamazsan dönersin, ama ya yaparsan? Orada burdakinden çok daha iyi fırsatlarla karşılaşırsan. Hadi hiç biri olmadı diyelim en basitinden kazanacakların: 
  • Süper ingilizce 
  • İngilizce mülakat yapıyoruz diyen işverene karşı sonsuz güven 
  • 1 yıl Amerika deneyimi 
  • Bir yığın yabancı arkadaş 
  • Yabancı arkadaş dolayısıyla farklı ülkelerde ücretsiz konaklama şansı :)) 
  •  Türkiye'ye döndüğünde Amerika'da 1 yıl yaşamış olmanın hazzı 
  •  Farklı kültürleri tanıma şansı Amerika'nın çok farklı yerlerini gezme şansı
  • Burada yapamadığın sporları deneyebilme şansı (hem maddi koşullardan hem de erişim kolaylığından)

Sema, umarım cevaplarım yardımcı olmuştur. Aklına takılan bir şey var ise malini bekliyor olacağım.