8 Nisan 2010 Perşembe

Miami Tatili


İki haftanız var. Çok mu uzun geldi? Bütün yıl yorgunluğundan sonra anlamıyorsunuz bile o tatilin nasıl geçtiğini. Biterken de "yine mi çocuklar, yine mi iş" diyorsunuz.

Aupair'in yıllık tatil süresi 2 haftadır. Aile ile karşılıklı anlaşmanız üzerine istediğiniz her yere gidebilir haftaları bölerek kullanabilirsiniz. İster ülkenize ister başka ülkeye ister Amerika içinde bir yer. Tabi ülke dışına çıkarsanız vize konuları işin içine girecek uğraşacak zamanınız varsa ne ala ama ben hazır Amerika'dasınız burayı önce gezin derim. Böyle uzun bir tatilde de size uzak bir noktayı seçin derim. Hawaii, Miami California'da yaşayan biri için güzel seçeneklerden ikisi bence.

Hawaii'ye gitmek çok istemiştim ancak maddi durum buna el vermemişti. Maddi durum Miami'yi tercih etmemin bir nedeniyken diğeri de üniversiteden çok yakın arkadaşımın da Tennessee'de aupair olmasıydı. Ağustos ayının o sıcağında Miami'de buharlaştık ama süper bir tatil geçirdik. Buradan çıkarılacak ders yazın Miami'ye gitmemek olur. Ancak yazın daha ucuz olduğunu unutmayalım :)

San Francisco'da gece hayatını doya doya yaşayabildiğim için, tatili dinlenme ve etrafı gezme üzerine planladık. Ve tabiki hostelda kaldık. Bu en büyük tavsiyem olur sanırım. Özellikle Avrupa gezinizde ve Amerika'da mutlaka hostel deneyimini yaşayın hatta mümkün olduğu kadar kalabalık odada kalın. Tatilimizin çok güzel geçmesinin bir diğer etkeniydi odada kurduğumuz ve hala devam ettirdiğimiz arkadaşlıklar. İspanyol, İtalyan ve Amerikalı olan 5 erkekle aynı odada kaldık. "Aman nasıl yani erkeklerle mi?" demeyin. Emin olun çok daha rahattı. Çünkü ortada bıraktığımız hiç bir eşyanın kurcalanma, karışma ya da çalınma ihtimali olmuyor. Hatta dolaplarını, kilitlerini size verme inceliğinde bile olabiliyorlar. Tamamen international olması süper paylaşımlara ortam hazırladı. Zaten hostel mantığı sosyalleşmek için harika bir deneyim. Herkes gezgin ve genç. Anlatmaya, paylaşmaya hazır. Herkesle çok kolay tanışıp arkadaş olunabilen bir ortam. Yani Amerika'da tecrübe edilmesi gereken başka bir durum. Hostel seçimimiz uzun bir süreçti. Haritadan tam yerini öğrenmek fiyatları karşılaştırmak ve promosyonlarını incelemek. Ama çok doğru bir seçim yapmışız gidince anladık. (Jazz Hostel)

Miami'ye gelince. Bütün gün deniz, kum, güneş takıldık. Tabi kavrulduk ve sürekli yağlandık. Hostel South Beach'teydi. Böylece en meşhur plajın dibinde hem gündüz hem geceleri eğlenme imkanımız oldu.

Sonu gözükmeyen plajda hiç bir atraksiyon yok. Bizim beach clublardan sonra çok sakin geldi. Denizle cadde arasında çok geniş plaj ve park alanı olduğu için cadde kenarındaki bar ve restorantların denizi görme imkanı olmuyor. Sokak dizaynı ve çalışanların turistlere yaklaşımı bana Kuşadası'nı anımsattı. Bir paralel uzun caddede mağazalar var ve her yer turist kaynıyor. Bizi de İspanyol sanıyorlardı zaten.

Bir gün Miami downtown a gidip gezdik. Bir gün meşhur Florida Key lerinden Key West'e gittik. Aslında bu hostelin promosyonuydu. Eğer 3 gece 8 kişilik karma odada kalıyorsanız size bu turu hediye ediyorlardı. Tabi atladık. Amerika'nın en güney ucuna da gittik. Snorkeling yaptık. Denizin dibini izleme yani. Okyanusta rengarenk balıkları yukarıdan izlemek çok keyif vericiydi. Her gün aynı yerde denize girmekten sıkılınca da, atlayıp public transportation a şehrin bir ucuna gidip girdik denize.

Ozaman Miami'de de hiç bir şey yokmuş çok sıradan deyip geçmiştim ama şimdi geriye bakınca çok güzel tecrübeler yaşadığımı fark ediyorum. İyi ki yapmışım.

PS: Bu arada koca okyanusta yüzerken Türklerle karşılaşmıştık. Her yerde varız bir kez daha yüz yüze geldim bununla. Amerika'nın her köşesinde Türk var yani.