28 Ağustos 2012 Salı

Amerika'da Yüksek Lisansı ve Kursu Ne Yapsak?



Amerika'da yüksek lisans yapmak isteyip yeterli bütçeyi bir araya getirmek isteyen Nurdan'ın kurslar ve okullar ile ilgili bazı sorular var.  Aşağıda O'nun izni ile mailinden alıntılar yaptım ve altlarına da cevaplarımı yazdım. Umarım yardımcı olabilirim ancak yeniden belirtmeliyim ki yüksek lisans yapmadım ben. Stanford University'den marketing dersleri aldım ve UC Berkeley'de Marketing Certification programını tamamladım. 

İnternetten bir süredir Aupair programı ve sağlayabilecekleri ile ilgili araştırma yapıyorum. Gelecek sene Nisan-Mayıs gibi gitmeyi düşünüyorum kararım kesinleşirse.
  • Aupairlik'i araştırmak için kesinlikle doğru zaman. Mart-Nisan gibi ajansla görüşmeye başlar evrak toplarsın. Aileler okullar açılmadan bakıcılarını ayarlamak ister gelsin aileye alışsın ister. Ağustos ortası gibi oraya gitmen doğru olur bunun için de Haziran da aile ile anlaşman gerekir ki vize vs.. işler hallolsun. 

İngilizcem en fazla intermediate alt düzeyinde olabilir, iyi değil. Birkaç ay öncesine kadar Avrupa’da yüksek lisans düşünüyordum. Ancak son zamanlarda Amerika araştırıyorum, burs bulmak, research asistant olmak vs. belki daha kolay olabilir mi diye (Aupairken yüzyüze görüşürüm orda diye düşündüğümden). Aslında benim çıkmazım para. Çünkü internette hersey cok maliyetli gözüküyor :/  
  •  Aynı şeyi ben de oraya gittiğimde araştırdım dediğin gibi nette çok yüksek duruyor orada daha uygun belki bir şeyler bulabilirim demiştim. Hatta SF State’te matematik hocası bir tanıdığım vardı onla da görüştüm. Ancak yine fiyatlar bana çok yüksek geld karşılayamıyordum istediğim alanda yüksek lisansı. O nedenle UC Berkeley’de Marketing Certification programına girdim. Kesinlikle orada fırsatları yakından takip edip inceleyebiliyorsun. Hatta nette görmediğin şeylerle de karşılaşabilirsin en azından nasıl araman gerektiğini bilemiyorsun her zaman. Ayrıca belki orada tanışacağın biri sana çok farklı kapıları açabilir. Burdan daha kolay olma imkanı var kesinlikle çünkü gidip çalışabilir ve yeterli para kazandığını fark edip okula girebilirsin örneğin. Asistanlık konusunu bilmiyorum açıkçası onu orada yüzyüze öğrenmen gerek. İngilizceni de oraya gittiğinde 3 ay içinde toparlasın. 

Yazın da bedava dil kurslarından bahsetmişsin. Göremediğimiz çok mu fırsat varki diye düşünüyorum nette. Toefl ve GRE için ing. istiyorum. Bedava varsa ve beni geciktirecekse  gireceğim sınavlara diğerlerinden faydalanmam hususunda bilgi verebilir misin? Orada durum nasıl, hangi kurslar uygun düşer bilmiyorum? Ya da Türkiye'de Toefl kursuna mı gitmelıyim gitmeden?
  •  Bedava dil okulları her zaman 7/24 gibi neredeyse. Sabah, öğlen, akşam, h sonu vs.. Devlet okulu gibi düşün, yabancılar için açılmış yerler. Ama kesinlikle işe yarıyor. Derse oranın vatandaşı kişiler gidiyor yani normal hoca falan diiller. Toefl kursları da var, yani kendin oturur çalışır bir de öyle kursa gidersen işe yarar bence. GRE için yok sanırım ama kursları. Çünkü yabancıların ülkeye alışmasını sağlamak için bu kurslar.Onun dışında paralı pek çok kurs bulabilirsin, yine orada kursa giden insanlara bir şekilde ulaşırsan daha kolay bulursun ya da gezerek. Burda mı orda mı kısmı da parana ve vaktine bağlı bence. Orda ingilizceni biraz daha ilerletip gidersen TOEFL kursunu daha kolay kavrarsın tabiki. Hem burdaki kurslar da az para değil zaten. 

Senin gibi bir kaç kişi yüksek lisansı bitirip geldiğinden bahsetmiş. Bütçeni ayarlayıp mı gittin? Nasıl bir yol izlemeliyim? Siz nasıl yaptınız? 
  • Dediğim gibi ben yüksek yapmadım. UC Berkeley’de Marketing Certification programını tamamladım. Parayı da orada aupairlikten kazandım tabi ekstra babysittinglerle. Yoksa sadece aupairlikten kazandığın para ile ne yoğun bir sosyal hayat ne de bu tarz bir okul olmaz. Ders başı 700$ dı. 7 ders almam gerekiyordu. F1 vizesi olmadığı için international student olarak da geçmedim ben o nedenle onun fee sini de vermedim. Yani 5000-6000$ civarlarında oluyor şimdi max 10.000$ olsun. 2 yıl da zamanın var bitirmek için. Ancak yüksekle bunun arasında fark var tabiki. Eğitimdense sonrasında sana getirecekleri açısından. F1 la olup yüksek yapınca çevrene ve okuluna bağlı olarak staj ve iş imkanı doğabilir. Ancak certificate olunca okulun isminden dolayı Türkiye'de biraz işine yarayabilir okadar. Türkiye'de advance olarak iyi bir kursu bitirmem için yaklaşık 1000$ ayırmam gerekiyordu. O para ile US'e bakıcı olarak gitmeyi seçtim. Evet yüksek lisans yapamamış olabilirim ki belki daha çok uğraşsaydım yapılabilirdi ki senin elinde zaten bir miktar para var sen onun üzerini tamamlayacaksın. 

Silikon Vadisi'ne yakın bir yer istiyorum ben de. Orada seminer ve aktivitelere, gruplara katılanları duydum. Ancak internetten onlar da çok maliyetli gözüküyor. Orayı seçsem imkanlarından yararlanabilir miyim? Bedava ya da uygun bütçeli etkinlikler var mı? Çünkü mesleğimle alakalı yazılım sektöründe de yer almak istiyorum. 
  •  Seminer vs.. olaylar burda da olduğu gibi paralısı da var parasız olanı da. Tabiki uzaktan bakınca sen sadece reklamı yapılanlare erişebiliyorsun ama orda olduğunda networkler sayesinde pek çoğunu öğrenebiliyorsun. Örneğin Turkish and American Business Connections http://www.tabc-us.org/  benim ilgili olduğum topluluktu. Onlara da şu şekilde ulaştım. Stanford Unv.’den marketing dersleri alıyordum ve staj sormak için hocam Tony Seba’ya gittim. O da böyle bir topluluk olduğundan bahsedip onlarla tanıştırdı beni. Derken orası aracılığı ile staj ayarladım, konferans düzenleme sürecinde görev aldım ve pek çok networküm oldu. Bunun dışında pek çok dernek vs.. var. Ama en iyisini oraya gidince görebiliyorsun. 

Seneye o para ile Avrupa'ya yüksek lisansa da gidebilirim ve Amerika yolu belki bir gün açılır. Bana bir önerin olabilir mi merak ediyorum? 
  •  Ben senin kadar yüksek araştırmadım hele Avrupa’da hiç araştırmadım o nedenle yanıltıcı olmak istemem, ayrıca kendi bölümüne göre de değişkenlik gösterecektir. Ancak ben de aynı amaçla yola çıkmıştım. Marketing, Marketing Communications alanında yüksek yapmak istiyordum, burdan bakınca fiyatlar çok yüksekti ve oraya gidip orda araştırmak istedim. Gitmenin en ucuz yolu da aupairlikti. Ve kaybedicek hiç bir şeyim yoktu en kötüsü ingilizcemi geliştirip dönücektim. Oraya gittiğimde de fiyatların yüksek olduğunu ve aupair vizesi ile iyi para kazanmanın imkansız olduğunu gördüm. Bulabildiğim en iyi okul (Stanford ve UC Berkeley) ve programlardan eğitim almaya çalıştım.Eğer öğrenci vizesi ile gitmiş olsaydım belki daha çok para yapabilirsim garsonluk vs.. ama yine de aileden biraz gerekli olucaktır kalıcak yer ve yüksek lisans söz konusu olunca. Ya da ordan bir sponsor bulabilirsin belki, çalışırsın ona okulunu öder vs.. Her şey oraya gidince belli oluyor işte. Aupairlik’te Avrupa’da da olabilirdi ama amacım marketing eğitimi olduğu için aslında o yönlendirdi gideceğim yeri. Amerika daha iyi olacaktı ve CA’da da çok fazla okul olması ve Silicon Valley’e yakın olmasından dolayı seçtim. Tabi aupairlikte öyle seçtim gittim olmuyor aslında. Benim şansıma San Francisco’ya yakın ve eğitimime, stajıma izin veren aileler karşıma çıktı. 

Yüksek lisans konusunda pek aydınlatıcı olamasam da umarım biraz yardımım dokunmuştur. 


Bol şans..

21 Ağustos 2012 Salı

Gitmek ya da Gitmemek

Yine çok uzun zaman oldu yazmayalı. Aupairlik üzerinden yıllar geçtikçe anılar da unutulmaya başlıyor. Arada sizlerden gelen sorular sayesinde hem blogu update etme şansım oluyor hem de anılarımı tazeleme.

Bu sefer sorular Sema'dan geldi. Aşağıda bana attığı soruları onun izni ile paylaşıyorum. Cevaplarımı da altlarına kırmızı ile yazdım. Kısaca Sema'dan da bahsedeyim, 26 yaşında (yani aupairlik şansının son yılında), 3 yıldır özel bir şirkette çalışıyor ve arkadaşı da izin alabilirse 2 kişi birlikte gitmeyi planlıyorlar. Bakalım sizin yorumunuz ne olacak "Gitmek ya da Gitmemek" için...

 Sema ben, mail adresinizi Au pair Confessions bloğunuzdan aldım. Bloğunuzu inceledim, bir çok şeyi açıkca yazıp yol gösterici olmuşsunuz. Bende au pair olarak dil eğitimine gitmek istiyorum ama klasik olarak kafam oldukça karışık... ...daha önce ikimizde hiç yurt dışına çıkmadık ve haliyle terddütlerimiz aslında tereddütten ziyade korkularımız var. Eğer bi sakıncası yoksa sormak istediğim bi kaç soru var; 

  1. İstanbul'da oturuyorum, 4 kur olarak kursa gittim. Klasiktir, az çok anlayabiliyorum ama konuşamıyorum. Aile seçme süreci çok zor. Nasıl güvenmeliyiz, ya da güvenmeye nereden başlamalıyız? siz nasıl güvendiniz?

--Amerika'ya gittiğimde intermediate seviyesindeydi ingilizcem ve dediğin gibi derdimi anlatabiliyor ama konuşamıyordum. Kalabalık içinde olunca sadece direk bana söylendiğinde anlıyordum. Telefonda söylenenleri anlamıyordum vs... 3 ay sürdü bunu çözebilmem. Çok uzun değil bu arada oraya gittiğinde nasıl geçtiğini anlamıyorsun bir bakmışsın hem akıcı konuşuyorsun hem de anlayabiliyorsun. Tabi kesinlikle ve kesinlikle Türklerden, Türkçe konuşan kişilerden uzak kalmak şartı ile. Merhaba demek bile yasak :) Bunun tek mantıklı açıklaması var, bir kere tadını aldın mı bırakamıyor ve kopamıyorsun. İngilizceni geliştirmek istiyorsan bununla başlaman gerek.
 --Aile seçme süreci çok zor. Önceliklerini sırala ve ona göre seçim yapmaya çalış. Bir kaç kriter; hangi şehir, hangi bölge, kaç yaşlarında çocuk, single mom or not, sakın Türk aileye gitme!!!!! bir kaç nedeni var bunu dememin. Birincisi az önce yazdığım Türkçe konuşma kısmı. Aile her ne kadar biz evde konuşmuyoruz desede 2 Türk yan yana gelince hemen kolaya kaçar. Diğeri de bizim kültür gereği beklentimiz biraz daha fazla olabiliyor yabancılar ile kıyasladığımızda. Örneğin Türk aile senden kurallar gereği yaptığın işlerin dışında duygusal olarak daha fazla yardım beklentisinde olabilir. Nasıl burda misafirliğe birine gittiğimiz zaman sofra toplamak vs.. yardım etmeye çalışırız ve karşı taraftan da bu beklenir, buna benzer beklentiler olabilir. Yabancılar söylenen kurallara daha sadık olabilirler.
 --Benim aile seçme sürecimden bahsedeyim. Öncelikle marketing okumak istediğime karar verip en doğru okulların nerede olduğuna baktım. California'ydı. Ardından büyük çocuklar ile olursam onlar tüm gün okulda olacağı ve çok iş gerektirmedikleri için istediğim okula gidebileceğimi düşündüm. Ve alt değiştir arkasından bak yemek yedir gibi dertler olmaz diye düşündüm. Kesinlikle formda çocuk yaşı belirledim ve küçük çocuk istemiyorum dedim. Ki gittiğim ajans kesinlikle böyle bir sınırlandırma yapmamamı söyledi ama dinlemedim. California yı kafama koymuştum ama tabiki şehirden uzak köy gibi bir yere de gitmek istemiyordum çünkü çok sosyal bir insanım yapamazdım. Biraz da şansım yaver gitti diyebilirim. Aileler çıkmaya aramaya başladı ve şans eseri San Francisco ya çok yakın, single mom(34 yaşında) 2 çocuk (7 ve 11 yaşlarında) bir aile çıktı ve tabi atladım hemen. Kadın dedi zaten sonradan telefonda konuşurken ne dedilerse olur yaparım ok demişim :)) İlk etapta eğitim amacımdan bahsetmemeye çalıştım tabi çok. Burdaki eğitim bu arada ingilizce diil marketing olan. Çünkü 60 saat ingilizce eğitim aldırmak zorundalar sana ancak sonrası için bir kural yok. Aile ile anlaşabilirsen izin verebilirler sadece. Ki ingilizceyi orada okulda diil sokakta öğreniyorsun. Ama orada kaldığın her dakikanın kıymetini bilip değerlendirmen gerek ve mümkün oldukça ingilizce ya da başka eğitimler al. Evet seçtim bu aileyi gittim ancak sonradan anladım ki büyük çocuk daha dert ve zormuş. Evet nerdeyse yarım günüm boştu vs.. ama seni dinlemeyip kafa tutan ya da minnet olmayan sevgisini göstermeyen çocuklara bakmak pek de iyi diil. Ya da biz anlaşamadık vs.. 10 ay ardından yaşadığımız bazı sorunlardan dolayı ayrıldık ve başka aileye geçtim ki onun bir yeni doğmuş bir de 1,5 yaşında bir çocuğu vardı. Çok çok daha mutlu oldum çocuklarını çok seviyordum kendi çocuğum gibi vs.. hala da görüşüyoruz hatta çooook özlüyorum rüyalarıma bile giriyorlar.
 --Güven konusu ayrı bir şey aradaki ajansa, programa, Amerika'ya güveniyorsun aslında. Bilemezsin ne çıkacağını. Sorunun olduğunda öyle çat diye de bırakamıyorsun vs.. Yani terk edersin tabi evi de nerde kalıcan sonra ne olucak dönücek misin Türkiye'ye gibi durumlar var. Şans yani ne çıkacağı. Kötü bir hikaye duymadım bugüne kadar demekki ajanslar ve program iyi çalışıyor, bizim araştırıldığımız gibi onlar da iyi araştırılıyor. 


 2. Danışmanlık şirketlerinin yorumlarında herşey o kadar toz pembe ki, burda boşuna duruyoruz gidip orda çalışmalı diyesi geliyor insanın. o sebepten inanmıyorum o yorumlara. bu sürecin, çok olumlu olacağını düşünmüyorum en azından oraya çalışmaya gittiğimi, çalışmadan arta kalan zamanda dil eğitimine gideceğimi vs biliyorum. En kötü ihtimalle yapamazsam dönerim diyorum, gitmeyip bütün hayatım boyunca acaba gitsemiydim, keşke gitseydim gibi pişmanlıklar yaşamamak adına. Yapamazsam dönmek o kadar kolay olur mu? 1 sene tahütlü gidiliyor sanırım. dönme şartları kolay olur mu? (bunu danışmanlık şirketlerinin samimi şekilde cevaplayacağını düşünmüyorum) 

En doğrusunu öğrenebilmen adına tavsiyem mümkün olduğunca çok ajans ve aupair deneyimi yaşamış kişi ile görüşmen ve ortak sözleri baz alman. Ben gideli 5 yıl oldu. Değişen kural vs.. olmuş olabilir. Yaptığım sözleşmeyi de çok iyi hatırlamıyorum fakat eğer olmuyor ve sorun yaşanıyorsa dönebilirsin tabiki. Hayatının hiç bir döneminde bir daha yaşayamayacağın bir deneyim bu. Kesinlikle uzun dönem yurtdışı deneyimini tavsiye ediyorum, eğer şartlar aupairliği gerektiriyorsa da ok yapılır amaç için biraz katlanılır kim bilir belki de çocuk olayını çok seversin ve çok keyifli bir yıl geçirirsin. Karşına ne fırsatlar çıkacağını bilemezsin. Aupairliği bırakıp master yapan vs. arkadaşlarım var, ardından orda çalışan, ya da aupairken orada evlenip mutlu mesut yaşayan. Ya da benim gibi inat edip kalıcam deyip, okula gidip staj yapıp çocuk bakıp gezip eğlenip dönen... Şu var sen ben aileyi istemiyorum deyip çekip gidemiyorsun ciddi nedenlerin olmalı. Bir anda gidersen de 2 haftan var yeni aile bulabilmen için. Bulamazsan ülkene dönmek zorundasın. Kaybedecek hiç bir şeyin yok bence en azından ben öyle düşünüp gittim ve olmadığını gördüm. Çok da mutluyum yaptığım bu tercih için. Orada neler yapabileceğin senin hırsına ve isteğine bağlı. 


 3. Eğer arkadaşım gitmese dahi ben gitmek istiyorum, yani bu dil eğitimini bi şekilde halletmek istiyorum ve tek yolum aupair (maddi açıdan). Siz tek başınıza mı gittiniz? tek başına gitmek doğru olur mu? 

Neden doğru olmasın. Güven kendine biraz. Tabiki ne olacağını bilemeyiz ama risk alıp denemeden ne güzelliği ne de kötüsünü göremeyiz. Arkadaşınla gidersen hele bir de yakın bir yerlere giderseniz ingilizceyi unutun benden demesi o kadar vereceğiniz parayı çöpe atarsınız hiç gitmeyin derim. Başkaları bu kadar kesin konuşmayabilir yargı ve yorumlarım biraz keskin ama oraya gelen pek çok Türk aıupair arkadaşıma önce bir özet geçerdim aupairlik hayatını 3 ay sonra "idil dediklerin hepsi çıktı" diye yorum yaparlardı. İstiyorsan kesinlikle yap, inşallah şansına iyi bir de aile çıkar çok rahat geçirirsin 1 yılını. Önerim 2 yıl olur bu arada. 1 yıl bittiğinde çünkü ingilizcenin hala tam olmadığını hissediyorsun çünkü. Ve en kolay yoldan ingilizceni süper yapmanın yolu yerinde öğrenmek kesinlikle. Burdak kurslarla olmuyor. Ben ilk hesabı öyle yaptım 2007 yılında. Advanced seviyede kursu bitirmem için 1000Tl ödemem gerekicekti aupair olarak gitmek de bana 1000TL ye mal oluyordu. Kesinlikle çok doğru bir karar aldım ve bana ingilizce yanında pek çok şey kattı. İşlerine apayrı katkısı oluyor vs.. cv nde bilr orada yaşamış olmak vs. kursa gidip advanced mezun oldum diil orda yaşadım diyorsun. 


 4. En büyük kafamı karıştıran sorulardan biriside şu; çok iyi konuşamadığım için aileler bizim iyi niyetimizi suistimal ederler mi? yani ben elimden geleni yapmaya çalışırım ama yaptığınız iyilik bir süre sonra göreviniz haline gelir ya, bu iş yerlerinde de böyledir. Elimden geleni yapsam da suistimal edilme endişesi korkutuyo insanı:/ 

Yok orda her şey kurallı. Kurallar çiğnendğinde direk şikayet edebilirsin oradaki ajansa. Aileler de seni zorlayamazlar. Örneğin orada yasal çalışmamış haftada 45 saat(ti) daha fazlası yasak. Ama aile sana para teklif edip extra geceleri çalışmanı rica edebilir. Kabul edip etmemek senin elinde. Bizler paraya ihtiyacımız olduğu için genelde de kabul ederiz. Ya da kimi aile temizlik isteyebilir yine extra ücretle. Kırmamak için bi kere yapayım dersen hep teklifle gelirler çünkü senin kırmamak için yaptığını bilmezler. Ama istersen hiç birini kabul etmeyebilirsin yani direk kusura bakmayın 45 saat max dahası da illegal dersen biter olay. Aileden aileye tavırlar değişiyor iyi niyet suistimalliği denk gelebilir, emin dilim ama yasa ve kurallar çok net kullanabilirsin onları. Kuruşu kuruşuna paranı öderler bu arada. Hatta iyi olan hediyeler alır exstra verir vs..


5. Aslında çok gitmek istiyorum, en kötü ihtimalle yapamaz ve geri gelirim diyorum, 3 senedir kurumsal bi şirkette çalışıyorum, işten ayrılmak adına da olsa yine de denemeye değer diyorum. bu derece gözümü karartmam doğru mu onu da bilmiyorum:) bu sene son şansım çünkü 26 yaşındayım. 

 Madem bu kadar düşündün kesinlikle git derim. Annemler beni istanbul'a staja yollamıyorlardı ben okadar kafama koymuştum ki bir anda Amerika'ya gidiyorum ben diyerek çıktım karşılarına. Ajansla gidip görüşmüştüm vs.. Senin de dediğin gibi yapamazsan dönersin, ama ya yaparsan? Orada burdakinden çok daha iyi fırsatlarla karşılaşırsan. Hadi hiç biri olmadı diyelim en basitinden kazanacakların: 
  • Süper ingilizce 
  • İngilizce mülakat yapıyoruz diyen işverene karşı sonsuz güven 
  • 1 yıl Amerika deneyimi 
  • Bir yığın yabancı arkadaş 
  • Yabancı arkadaş dolayısıyla farklı ülkelerde ücretsiz konaklama şansı :)) 
  •  Türkiye'ye döndüğünde Amerika'da 1 yıl yaşamış olmanın hazzı 
  •  Farklı kültürleri tanıma şansı Amerika'nın çok farklı yerlerini gezme şansı
  • Burada yapamadığın sporları deneyebilme şansı (hem maddi koşullardan hem de erişim kolaylığından)

Sema, umarım cevaplarım yardımcı olmuştur. Aklına takılan bir şey var ise malini bekliyor olacağım.