17 Mart 2013 Pazar

İngilizcem Yeterli Mi? Bak Bakalım...

Bu sürecin her aşamasında biliyorum ki kafanızı bu soru kurcalıyor. Üniversiteden mezun olmaya yakın, iş ilanlarının hepsinde iyi derece ingilizce yazıları gözünüzü korkutmaya başladığı an acaba ne yapsam da çözem bu işi diye kıvranmaya başlıyorsunuz. Araştırırken gözünüze çarpan Aupairlik bu işi ne kadar çözer düşünürken, bu yola adım atmış olanlar da ne kadar bir ingilizceleri olması gerektiğini tartıyorlar. Bu yazımda tüm bunlara yanıt bulabilirsiniz.

X bir şeyi öğrenmenin en iyi yolu onu deneyimlemek, pratiğini yapmaktır. Pilates, basketbol, araba kullamak vs.. Hepsinde dinler, izler, okursunuz ama siz deneyene kadar olmaz bu iş ve bunu yerinde yaparsınız. Kapalı sokakta kullanmazsınız arabayı öğrenmek için trafiğe çıkarsınız, tek başınıza topu sürmezsiniz karşınıza bir kaç rakip alırsınız vs.. Dili öğrenmek de bu şekilde işte. Dil kurslarında dilbilgisini kitaplardan çok güzel öğrenebiliyoruz hatta o dili konuşanlardan daha iyi dilbilgisi kurallarına hakim olabiliyoruz ancak iş konuşmaya gelince bunun pratiğine ihtiyaç duyuyoruz. Haftada 1-2 saat başka bir dili pratiğini yaparak bir yerlere varmak da oldukça zamanımızı alıyor aslında. O nedenle diyorum ki her zaman bu işi imkan var ise (yoksa da yaratmaya çalışmalı) yerinde öğrenmeye çalışmalı.

Bu kadar ikna çabamdan sonra hadi diyelim karar verdiniz ve gidiyorsunuz ne kadar süreli gitmeli, ne olarak gitmeli kısmı var bir de. EN AZ 1 YIL!!! Daha kısa sürelerde inanın istediğiniz gibi  olmayacaktır, hele ki work n travel gibi programlar sizi gezip tozmaktan öteye götüremeyecektir maalesef. Çok güzel gezer yeni insanlarla tanışırsınız ancak ingilizcenizde yeterli gelişmeyi göremezsiniz. İşin en ucuz, en kolay yolu diye baktığmızda da olay Aupairlik'e bağlanıyor zaten.

Aupair olmaya karar verip ajanslarla konuşuyorsunuz, kimisi gel önce kursa diyor belki, kimisi yetmez ingilizcen vs. gözünüz korkuyor. Korkmasın. Ajansın testini bir yaptırın yoksa internette yapın ve seviyenize bakın. Intermediate seviyesindeyseniz korkmayın, altındaysanız biraz çalışın yeter. Tabi daha da altıysa biraz kurs desteğine ihtiyacınız olabilir. Burdan kastım ajanslar size kurslarını da satmak isteyebilir ama boşuna para vermeyin kendinizden emin olun demek istiyorum. Aupair olarak gittiğimde low int-intermediate seviyesindeydim.

Ajansın sınavını geçtiğinizi düşünelim. Aileler size önce mail ardından telefon yoluyla ulaşırlar. Korkmayın desem de korkacaksınız biliyorum. Sakin olup tane tane konuşmaya çalışın. Zaten sizin amacınızın dil öğrenmek olduğunu biliyorlar, o nedenle yavaş ve tane tana konuşurlar telefonda. Anlamadığınızı tekrarlatın mesela. Konuşmadaki amaç da sizin hangi amaçla oraya gittiğinizi öğrenmek, kendi ayaklarınızın üzerinde durup duramadığınızı anlamak, yazılı verdiğiniz bilgilerin doğruluğunu teyit etmek, gittiğinizde annemi özledim diye ağlar mısınız ağlamaz mısınız onu anlamaya çalışmak ve tabiki ingilizce seviyeniz anlaşmanıza yeter mi ona bakmak. Ama öyle uzun konuşmalar olmuyor, yazdığınız şeyleri soruyorlar zaten. Basic bir ingilizce ile bir kaç geldim gittim cümlesi ile kıvırabiliyorsunuz durumu. Hiç konuşamayan ben nasıl olduysa kadının tüm dediklerini anlamıştım, üzerine kısa yanıtlar bile vermiştim. Aklınızdaki soruları bir kağıda yazıp hazır da bekleyebilirsiniz bu arada.

Bu kısmı da geçip bir aile ile eşleştiğinizi düşünelim, sıra konsolosluk görüşmesinde. O da genelde ingilizce olur. Basic soruları yöneltirler. Nereye, kime gidiyorsun, napıcan döndükten sonra, ailen nerde vs.. gibi. Çok heycanlanmadan yanıtladınız mı evraklarınızda bir sorun yoksa dert olmayacaktır. Yalan olup olmadığına ve gidip oraya yerleşme derdiniz var mı yok mu ona bakıyorlar. Yok ben dönücem zaten derseniz o da dert olmayacaktır.

Vize elinizde artık, gerçekten gidiyorsunuz. Uçtunuz gittiniz aile karşıladı sizi işe başladınız çocuklar, arkadaşlar vs.. İlk 3 ay zorlu geçen dönem, ama hızlı geçiyor merak etmeyin. 3 ay sonra ingilizce de neymiş beeee diyip nasıl olduğunu anlamadan geliştirdiğiniz görmüş olacaksınız. Gittiğimde telefonda konuşamıyordum, grup içinde yüzüme konuşmaları gerekiyordu ortaya konuşulduğunda yine anlamıyordum, ama 3 ay sonra hepsini çözmüştüm. Buna garanti veriyorum bu arada! YALNIZ! Orada kaldığınız süre içinde Türk arkadaş yasağı olması kaydı ile. Herhangi bir şekilde sadece merhaba demek için bile bir türk arkadaşınız olur ise inanın bana ingilizce yalan olur, değil 1 yıl min 3 yıl gerekir o zaman size. Bu işi 1 yılda çözücem dönücem diyorsanız beni dinleyin ve Türk arkadaştan Türkçe'den uzak durun 1 yıllığına. Zaten aileniz ile konuşuyor olacaksınız.

Ordaki dil kurslarına gelelim. Eyaletten eyalete ve şehirden şehire değişiyordur. Burlingame'de yaşadım ben, San Fransicso'ya 20 dk uzaklıkta. Bir çok devlet okulu vardı bizim gibi yurtdışından gelenler için ve okul ücretsizdi. Gidip paralı dil okullarına para vermeyin derim. Orda da sizle dersi alan öğrenciler yabancı burda da. Ana dili ingilizce olan insanla zaten sokakta dışarda karşılaşacaksınız. Yani dili sokakta öğreniceksiniz. O nedenle ders ve grammer için devlet okuluna ücretsize/en ucuzuna gidin ve mümkün olduğunca Amerikalı arkadaş yapmaya bakın. Bu sayede harika bir ingilizce ile geri dönebilirsiniz Diğer kattıklarınız da yanında hediyesi olur :)

Umarım ingilizce konusunu detaylı açıklayabilmişimdir.

Sorularınız için idilkucuk@gmail.com dan bana ulaşabilirsiniz.

Sevgiler,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder